Uffizi'ye giriş 6,5 €, biz gittiğimizde Caravaggio sergisi de olduğundan giriş 10 €'ydu. İnternetten veya gizli biletçiden alırsanız ise 14 €. Rezervasyon yaparken saat vermeniz gerektiğini unutmayın. Gizli biletçiye erken giderseniz aynı güne, geç giderseniz ertesi güne bilet bulabiliyorsunuz.
Biletçinin Google Maps'teki yeri.
Biletimizi alıp arabamıza döndük. O kısa sürede bile geçtiğimiz sokaklar buram buram tarih kokuyodu.
Pisa
Pisa, aslında çok güzel sıradan bir İtalyan şehriyken, yamuk kulesi sayesinde yıllardır turistleri kendine çekmiş. Şehrin görülecek tek yeri Pisa Kulesinin bulunduğu Piazza del Duomo. Aynı zamanda burada bir katedral ve vaftizhanesi var. Torre Pendente di Pisa (Pisa Kulesi) aslında bu katedralin çan kulesi olarak inşa edilmiş fakat inşa edildiği toprak yüzünden daha inşaatı bitmeden eğilmeye başlaması ve asla düzeltilememesiyle yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmuş.
Meydana gittiğimizde ilk farkettiğimiz herkesin komik bir şekilde kuleyi eğiyormuş, kuleye yaslanıyormuş veya bir şekilde kuleyle ilgili espri yapıyormuşçasına fotoğraf çektirmesiydi. Demek ki buranın kuralı buymuş deyip, önce poz verenleri sonra da birbirimizi çektik.
Pisa Kulesine çıkmak isterseniz 40 kişilik gruplar halinde 20'şer dakikalık aralarla alıyorlar. 2-3 saatte sıra geliyor ve fiyat 15 €
Sıcak havanın etkisiyle daha fazla zaman kaybetmeden kendimizi denize atma isteğiyle fazla oyalanmadan Pisa'dan ayrıldık.
Viareggio
Viareggio, Dost Kitabevinin İtalya kitabında görüp biraz derinlemesine araştırarak keşfettiğim bir sahil kasabası. İkinci Dünya Savaşından sonra yenilenirken post modern bir şekilde yenilenmesi buranın diğer İtalyan şehirlerinden farklı bir yapıda olmasını sağlamış. Kasabanın özelliği uzun bir kumsalı olması ve bu kumsal boyunca sıralanan özel kumsal işletmeleri(!). Bu kumsal işletmelerinde günlük haftalık sezonluk veya yıllık kabin + şezlong + şemsiye kiralayabiliyorsunuz. Ücretlerden ve etrafta gördüğümüz tiplerden, yaz tatili için gelmiş zengin italyanlar olduklarını anlıyoruz.
Pierluigi Collina da uzun süre burada yaşamış.
Para vermeye niyetli olmadığımızdan önümüze gelen ilk işletmeye daldık ve bilmiyomuş ayağına bir kabine girelim dedik. İşletmeci yaşlı bayan kabinleri kullanamayacağımızı söyleyip biraz bağırdı, biz de gariban turist ayağı yapınca teyze bize tuvaletlerin yerini gösterdi. Tuvaletlerde üzerimizi değiştirip kumsala attık kendimizi fakat üzerimizde hissettiğimi mahalle baskısı sebebiyle şezlonglara yerleşemedik. Şezlonglarla deniz arasında kumsala öylesine bir yere yerleşiyorduk ki bir amca gelip, orada duramayacağımızı 300 metre ilerdeki halk plajına gitmemizi söyledi.
Daha sonradan öğrendik ki, o kısıma kimsenin karışmaya hakkı yokmuş ve bu olay televizyonlarda tartışılmış.
Daha önceki acı tecrübelerimizden mütevellit İtalyanların metre hesaplarının iyi olmadığını bildiğimizden o sıcakta kumsalda yürümek istemedik ve bir cankurtaran kayığının yanına yerleşerek kendimizi denize attık.
Deniz sefasından sonra kabin bulamayız diye halk plajı denen kısma gittik ve 10 metre genişliğindeki bir alanın halka ayrıldığını ve kabin olmadığını görmemizle bize bağıran teyzeye nazımız geçer diye üzerimizi değiştirdiğimiz yere geri döndük. Aynı tuvalette kıyafetlerimizi değiştirdik teyze geldi bize kızdı ama biz pişkinliğimizle giyinmeye devam edip işimizi bitirince ayrıldık.
Gidecek olursanız "Cristallo" kumsal işletmeleri ltd şti'ni bulun, teyzeye naz geçiyor.
Yemek yemek için Floransa'ya kadar dayanamayacağımızı anlayınca, madem deniz kenarındayız deniz ürünü yiyelim diyip bir balıkçıya girdik. Aslında rezervasyonsuz girilmiyomuş fakat arka taraflarda bir yer bulabildik. Sipariş ettiklerimiz hatta yan masaların sipariş ettiği yemekler bile harikaydı. Karnımızı doyurup Floransa'daki otelimizin yolunu tuttuk. İki gün için 30€ karşılığında otelimizin otoparkına arabamızı bırakıp odalarımıza geçtik.
Hotel Crocini **Corso Italia 28, Porta al Prato, Floransa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder